İNAVASYON VE YENİLİK - 4
Sosyal
Baskı Teorisi
Toplumsal
baskı teorisi, temel olarak toplum birimleri arasındaki ilişkiyi inceleyen ve
toplumun yapısını ve toplumsal hiyerarşiyi koruma güdüsünü inceleyen teoridir.
Teori
üç temel üzerine inşa edilmektedir ve toplumsal eşitsizlikleri bu üç temel
ile açıklamaktadır.
Kurumsallaşmış Ayrımcılık
Toplu bireysel ayrımcılık
Davranışsal asimetri
Yukarıdaki
bu üç temel fonksiyona ilave olarak bu dengesizlik sebeplerinin altında ortak
kültürel fikirlerin bulunduğunu iddia etmektedir.
Örneğin
toplumun büyük çoğunluğu tarafından paylaşılan ahlaki veya fikri yargılar bu
toplumsal gruplar arasındaki davranışlarda belirleyici olabilir.
Bunun
en güzel örneklerinden birisi toplumda anlatılan ve aslı olmayan
hikayelerdir.
Toplumsal
olarak bir kişi veya bir grup böyle hikayeler uydururlar ve toplumsal baskıya
temel teşkil edecek ve toplumun değer yargılarını etkileyecek hikayeler
toplumda yayılmaya başlar.
Ancak
burada daha ilginç olanı, toplumun bu hikayeyi kabullenmesidir.
Örneğin
toplumun değer yargıları ile çelişen bir hikayenin toplum tarafından kabul görmesi
çok daha zorken, bazı hikayelerin toplum tarafından kabul görmesi ve bu
hikayelerin daha rahat yayılıyor olması toplumsal baskıda daha farklı
temellerin sorgulanması gerektiğine işaret etmektedir.
Kısaca
bir hikayenin veya bir fikrin veya toplumsal baskının toplum tarafından
meşru hale getirilmesi gerekmektedir.
Bu
meşrulaştırma süreci ise iki temel grupta toplanabilir:
Toplum baskısını genişletici
Toplum baskısını hafifletici
Birbirinin
tersi yönde çalışan bu iki yaklaşımdan ilki,yani toplumu genişletici
yaklaşımlar toplumda ırkçılık, din baskısı, cinsel ayrımcılık gibi
sonuçlara doğru toplumu taşımaktadır.
Buna
karşılık toplum baskısını hafifletici etkilerle toplumda feminizm,anarşizm gibi
etkiler görülmektedir.
Burada
toplumun ve toplumu oluşturan bireylerin seçimini belirleyen aslında
bireysel boyutta her bir bireyin vermiş olduğu psikolojik ve
zihni kararlardır.
Bu
kararlar ayrıca sosyal baskı yönelimi başlığı altında psikolojik bir
analize tabi tutulabilirler.
Toplumsal
baskı teorisi iki yönde gelen bu baskıları, yani genişleme ve hafifleme
yönünde gelen baskıların dengeye oturması halinde toplumdaki algı ve
yaklaşımlarda da değişim olmayacağını ancak iki olgunun yani yazının
başında sayılan üç dengesizlik unsurundaki değişimlerin baskı yönlerinde de
değişime sebep olabileceğini (veya tam tersi) iddia etmektedir.
Hikayelerin
Meşrulaştırılması
Sosyal
baskının en belirgin nişanelerinden olan hikayelerin meşru hale
getirilmesi ve toplum tarafından kabul görerek benimsenmesi üzerine yapılan
çalışmalar neticesinde hikayelerin farklı gruplarda toplanması gündeme
gelmiştir.
Bu gruplar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
Babacan Hikayeler :
Toplumun belirli bir hegemonyaya girmesi üzerine
kurulu ve toplumdaki azınlıkları kapsayıcı (babalık taslayan)
hikayelerdir.
Eşitlik Hikayeleri:
Egemen toplumsal grup ve diğer toplumsal grupların
eşitliği üzerine kurulu hikayelerdir.
Kutsal Hikayeler:
Kutsal bir kişi veya zümre üzerine inşa edilmiş
hikayelerdir.
Örneğin kraliyet/hanedan soyu, dini gruplar veya
egemen toplum gruplarının yüceltilmesi üzerine kurulu hikayelerdir.
Yukarıdaki
hikaye grupları ve hikayelerin meşrulaştırılması süreci ele alındığında, egemen
toplum yapısını sarsmaya yönelik olarak çıkan meritokrasi (bireylerin
sorumluluk almalarında liyakatin esas alınması ve bireylerin özellik ve
yeteneklerine göre eşit olarak değerlendirilerek sorumluluk verilmesi) benzeri
yaklaşımların birer adalet yanılsamasından ibaret olduğu söylenebilir.
Toplumsal
baskı teorisi, toplumsal kimlik teorisi açısından ele alındığında, aslında
toplumdaki karşılaştırma sürecinin bireysel ayrımcılığa sürükleyen (bireylerin
toplumsal grupların birer fanatiği haline gelmesi) süreci tetiklediği
görülebilir.
Buradaki
ayrımcılık aslında aktörlerin aidiyet duygusunu beslemekte ve aynı zamanda
bu duygudan beslenmektedir.
Sosyal
hikayeler genelde bilgi temelli ve belirli bir amacı olan boyun eğdirme
aracı olarak görülebilir.
Burada
toplumun yapısının nasıl şekillendiği önemli bir rol oynar.
Yani
toplum kavramı aslında daha alt toplulukların bir araya gelmesi ile
oluşmaktadır.
Örneğin
sınıf, statü, komşuluk, meslekler, yaş veya hemşerilik gibi
şekillendirilebilecek alt gruplar tek bir amaç için bir araya gelmektedir ve
sosyal hikayeler bu ayrımlar üzerinde kurgulanmış ve ayrımın bir tarafının
diğer tarafını egemenliği altına alması sürecinin eserleridir.
Grup
Hiyerarşisi
İnsan
topluluklarında sosyal hiyerarşilerin bulunmasının en temel sebebi kaynaklara
erişim sırasında gruplar arası yaşanan rekabettir.
Bu
rekabetten kaynaklı baskı teorisi aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi
modellenebilir:
Sosyal
baskı teorisi ayrıca yukarıda anlatılan süreç içerisinde de incelenebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder