29 Kasım 2022 Salı

 İNAVASYON VE BİLGİ - 2

 

Bilginin Boyutları

Bilgi tek başına bir olgu olmakla birlikte, bu olgunun farklı perspektifleri  ve farklı tipleri bulunmaktadır.

Bu konunun anlaşılması için en önemli kavram ‘Zımni Bilgi’ ( sessiz bilgi, kapalı bilgi) ve ‘Dışsal Bilgi’ (sesli bilgi, açık bilgi) kavramlarının anlaşılmasıdır.

Zımni Bilgi (sessiz, örtülü, kapalı bilgi,):

Bu bilgi, bireylerin veya organizasyonların bildiği ama bildiğini bilmediği (farkında olmadığı) bilgidir.

Örneğin her bireyin çevresindeki insanlara yaklaşımı farklılık izleyebilir.

Her bireyin çevresi ile olan geçmiş tecrübelerine dayanarak edindiği ve kişilerle iletişimini belirleyen bir bilgisi vardır.

Bu bilgi birey için açıkça yazılmamış, çalışılmamış öğrenilmemiş hatta bireyin kendisi tarafından fark edilmemiş bile olabilir.

Veya bir avcının, avını takip ederken ormanda takındığı tutum gibi,bir ahçının yemek yaparken hiç farkında olmadan yaptığı davranışlar gibi, açıklanmamış, yazılmamış ama zamanla yaşanan tecrübeler ile edinilen bilgidir.

Dışsal Bilgi (sesli bilgi, açık bilgi,):

Bu bilgi türü ise, iletişim kanalları kullanılarak iletilebilen, yazılabilen, ismi olan, konuşulan, kritik edilen bilgi türüdür.

Örneğin, bir avcılık kitabında yazılı olan bilgiyi her avcı okuyup öğrenebilir ama buna rağmen her avcının avlanma şekli farklı olabilir (yine zımni bilgiden kaynaklanan farklardan).

Veya yemek tarifi dışsal bilgidir, her ahçı bu bilgiyi okuyarak öğrenebilir ama yine de her ahçının zımni bilgisi gereği farklı bir tutumu, ‘elinin lezzeti’ olabilir.

Yukarıda tanımı ve örnekleri verilen durum, aslında iş hayatında da yaşanmaktadır.

 Örneğin bir işletmedeki çalışanın sahip olduğu zımni bilgiden veya bir organizasyonun sahip olduğu zımni bilgiden bahsedilebilir.

Mesela bir satış personelinin, bir avcı gibi, kendisine özel tutumları, davranışları veya bir üretim planlama personelinin bir ahçı gibi kendisine özel ve kimse ile paylaşılmamış ve hatta kendisinin bile farkında olmadığı tutumları olabilir.

Aynı durum bir organizasyon için bile geçerli olabilir.

Mesela organizasyonlarda yazılı olmayan deneyimler, güç ilişkileri (power relations), farklı müşterilere farklı organizasyonel yaklaşımlar, bu tip zımni bilgilerdir.

Bilginin kullanılabilir hale gelmesi için enformasyona dökülmesi gerekliliği çeşitli çalışmalarla ortaya konulmuştur.

Bu süreç yine bu alandaki çalışmalarla, ‘bilgi yönetimi’ kavramını literatüre kazandıran Nonaka tarafından SECI olarak tanımlanmıştır.

Bu tanımın 4 adımı aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

Socialization (sosyalleşme)

Externilization (Dışsallaştırma)

Combination (Birleştirme)

Internalization ( İçselleştirme)

Bu aşamalar, zımni bilgi ve dışsal veri arasında gidip gelen bir spiral’in aşamaları olarak düşünülebilir.

Yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi, süreç bir spiral şeklinde ilerlemektedir.

Buna göre SECI adımlarının sırayla geçilmesi sonunda yeniden aynı adımlar başlar ve namütenahi bu daire devam eder.

Geçişlerde yaşanan durumlar ise aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

Sosyalleşme -> Dışsallaşma :: Diyalog (kişinin etrafı ile ilişki kurması)

Dışsallaşma -> Birleştirme :: Dışsal bilginin bağlanması (kişinin mevcut dışsal bilgi ile yeni dışsallaştığı bilginin bağlanması)

Birleştirme -> İçselleştirme :: Uygulama Tecrübesi (dışsallaşmış bilgi uygulanırken yaşanan yeni durumlar ve edinilen yeni zımni bilgiler  

İçselleşme -> Sosyalleşme :: Alan çalışması (içselleşen bilginin, yani kişiye özel ve zımni olan bilginin sosyal bilgi haline gelmesi ve toplulukta yer ve anlam ifade etmesi)

Yukarıdaki SECI yaklaşımına ilave olarak sistem yaklaşımı da kullanılan diğer bir bilgi yönetim modelidir.

Buna göre sistem ve dış çevre algısı üzerinden model inşa edilir.

Yönetimdeki sistem yaklaşımı ile aynı biyolojik temele dayalıdır.

Buna göre kişinin biyolojik öğrenmesi model olarak kabul edilir ve kendi nöron yapısı ile dış dünyadaki algının alınması, işlenmesi, değiştirilmesi (uygun hale getirilmesi, adaptasyon) ve dış dünyaya etkisi aşamaları ele alınabilir.

Üçüncü ve son yaklaşım modeli ise, yeni bilgi yaklaşımıdır ve innovation  olarak literatüre girmiştir.

Buna göre kurulu bilgi ve organizasyon arasındaki ilişki bir iletişim modeli olarak ele alınır ve mevcut bilginin değersizleştirilmesi üzerinde durulur.

Diğer bir deyişle, bilgi eskir, daha doğrusu, bilginin önemi ve anlamı eskir.

Mesela teknoloji sahasında bu durum sıkça yaşanmaktadır.

Sürekli yeni programlama dilleri, yeni tasarımlar ve daha başarılı uygulamalara geçiş yaşandığı kabul edilirse, bu teknolojileri kullanan ve bu teknolojiler üzerine inşa edilen hem organizasyon hem de kişi bilgisi zamanla eskiyecek ve anlamsızlaşacaktır (şu anda fortran dilinin veya clipper dilinin anlamının kalmaması gibi).

Bu yaklaşıma göre, organizasyonların (veya bireylerin) yaşamını devam ettirebilmesi için sürekli yeniliği takip etmesi ve organizasyonluyenilik uygulamalarına gitmesi gerekir.

Bu anlamda, sosyal işleme araçlarının kullanılması ve bu araçlar üzerinden değişen bilginin yenilenmesi tavsiye edilebilir.

Örneğin blog, wiki, e-postalar gibi çeşitli ortamlardan sosyal davranışların çıkarılması ve yenilenmesi yöntemi kullanılabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  DİJİTAL DÖNÜŞÜM   Dijital dönüşüm, toplumsal ve sektörel ihtiyaçlara dijital teknolojilerin entegrasyonuyla çözüm bulmanın ve buna bağ...