İNAVASYON TEORİLERİ – 4
Davranışsal Değişim Modelleri
Bu model,
motivasyon kelimesini “davranışlardaki değişim” olarak tanımlamaktadır.
Bu tanıma göre
niyet ve eylem arasında bir ilişki vardır.
Davranışsal
değişim modelini kullanan araştırmacılar, daha çok “irade” kavramı
üzerinde durmaktadırlar.
Bu kavramın
incelemesi sonucunda çıkan neticeler, motivasyon ve iradenin kişinin kendi
hedeflerini koyduğu ve kendi hedeflerini takip için kullandığı itici gücü
oluşturmaktadır.
Örneğin kişinin
kendine yeterli olma güdüsü varsa bu motivasyonun bir yan unsuru olarak
kendine yeterli olma iradesi doğmaktadır.
Bu ikili,
yani motivasyon ve irade ikilisi, niyet olarak düşünülebilir ve niyetlerin
her adımda değişik şekillerde eylemlere dönüştüğü kabul edilebilir.
Bu
dönüşüm Atkinson tarafından 3 şekilde incelenmiştir:
Kışkırtma:
bir eylemin kişinin motivasyonunu tatmin özelliği bulunuyorsa bu
eyleme olan eğilim artmaktadır.
Engelleme:
bir eylemi engelleyen bir unsur/engel bulunması durumunda kişinin
eyleme olan eğilimi azalmaktadır.
Gaye:
Bir kişinin herhangi bir eylemi yerine getirmesi ile bu motivasyonun gücünü
kaybetmesi durumudur.
Yukarıdaki bu üç temel unsur kullanılarak davranışlardaki değişimler
modellenebilir.
Devamlı Kendini
Değerlendirme Teorisi
İki kişilik bir
ilişkide, kişiler arasındaki tutarsızlıklar üzerine kurulu teoridir.
İlişkideki iki
kişide karşısındaki ile karşılaştırdığında kendisini psikolojik olarak iyi
hissetmek ister.
Burada kişinin
kendini değerlendirme süreci devreye girer ve kişinin kendisi hakkında ne
düşündüğü önemli bir rol oynar .
Bu kendini
değerlendirme süreci, sürekli bir süreçtir ve genelde kişini psikolojik
olarak yakın olduğu kişiler üzerinde kişisel gelişime bağlı olarak alçalır veya
yükselir.
Ayrıca
kişilerin yakın arkadaşları tarafından, yabancılara göre daha fazla tehdit
edildiği de söylenebilir.
Devamlı kendini
değerlendirme teorisi iki kabul üzerine kuruludur:
Kişi kendini değerlendirmeye devam edecek veya arttıracaktır
Kendini değerlendirme, diğer kişilerle olan ilişkilerle yayılır
Kendini değerlendirme
Sürekli kendini
değerlendirme teorisine göre, her birey kendisini değerlendirme sürecine
tabi tutar ve kişinin değeri göreceli olduğu için, yani başkalarına göre bir
değer ifade ettiği için değerlendirme süreci başka kişilerle
karşılaştırılarak yapılır.
Örneğin bir
oyunda bireyin başarılı bir skor alması, bireyin kendini değerlendirme
sürecine artı yönde etki edecektir.
Bunun iki temel
sebebi vardır, birincisi bireyin topluluk içerisinde kendisini
karşılaştırdığı ve görece olarak daha üstün gördüğü bir durum oluşmuştur.
İkincisi
oyundaki skor herkese duyurulmuş ve bireyin üstünlüğü, bireyin yakın
ilişkide bulunduğu kişilere de etki etmiştir.
Aynı zamanda
bireyin yakın ilişkide olduğu kişiler üzerinde de yakınlık derecesine ve
başarının büyüklüğüne göre, başarı duygusunun paylaşılması söz konusudur.
Buna ayrıca yansıtma
süreci ismi de verilir.
Kişinin
başarıyı paylaşmasında önemli bir rol de (yansıtma sürecindeki önemli bir rol)
kişinin kendini tanımlamasına) bağlıdır.
Örneğin bireyin
kendini tanımladığı alanın dışında bir başarının yakın ilişkide olduğu bir
kişi tarafından elde edilmesi durumunda kişi başarıyı paylaşmaya daha
eğilimli olacaktır.
Buna karşılık
kişinin kendini tanımladığı alanda, yakın arkadaşının başarısı, kişinin kendi
değerlendirmesini olumsuz yönde etkileyecek çünkü kişinin kendisi ile
arkadaşını karşılaştırmasına yol açan süreçte başarısızlık olarak görülecektir.
Aynı örneğe
dönerek bir kişinin bir oyunda yüksek puan alması, aynı oyunda rekabet
içerisinde olan ve oyun konusunda iddia sahibi diğer yakın arkadaşlarının
bu skoru başarısızlık olarak görmelerine sebep olmaktadır.
Her iki ilişki
türü olan yansıtma ve karşılaştırma sürecinde de kişiler arasındaki ilişki
seviyesi ve başarının büyüklüğü önemli bir role sahiptir.
Örneğin bireyin
herhangi bir başarı elde etmemesi, kendini değerlendirme sürecini
tetiklememekte veya bireyden oldukça uzak ilişkideki bir kişinin başarısı yine
kişinin kendini değerlendirme sürecine etki etmemektedir.
Bireyin kendini değerlendirme sürecindeki düşüşler, yani bireyin kendini
değersiz hissetmesi genelde 3 farklı sonuca yol açmaktadır.
İlişkideki yakınlığı azaltmak (örneğin başarılı olan arkadaş ile daha
az görüşmek)
Kendini tanımladığı alanı değiştirmek (örneğin farklı alanlarda hobi
edinmek)
Bireyin başarısını hedef almak (örneğin çok başarılı bir arkadaşının atletik
başarısını engellemek için uğurlu ayakkabılarını saklamak, veya
arkadaşının başarısını şansa bağlamak gibi)
Bu üç noktada
da dikkat edilecek husus, bireyler arasındaki ilgi düzeyi arttıkça
karşısındaki bireyin başarısının kendini değerlendirme sürecine dahil edilme
eğiliminin arttığıdır.
Örnek Deney
Yapılan bir
deneyde, bir araştırma için gönüllüler çağrılmış ve yanlarında en iyi
arkadaşlarını getirmeleri istenmiştir.
Ardından 4
kişilik odalara ikili iki grup şeklinde bu gönüllüler yerleştirilmiştir.
Yani A kişisi
ve en iyi arkadaşı ile B kişisi ve en iyi arkadaşı aynı odaya
yerleştirilmiştir.
Bu iki gruptan
birisine yüksek ilgi düzeyi vermek için bireylere önemli bir liderlik
deneyi yapıldığı söylenmiş (örneğin a kişisi ve arkadaşı olsun) diğer ikiliye
ise sıradan ve önemsiz bir deney yapıldığı ifade edilerek düşük ilgi düzeyi
oluşturulmuştur (örneğin b kişisi ve arkadaşı olsun).
Ardından 4
kişilik odalara sorular yöneltilmiş ve arkadaşının şifresini tahmin etmesi
gibi birlikte çalışmayı gerektirici oyunlar yöneltilmiştir (basitçe
şifreyi sormak dışında herhangi başka bir soru sorabilecekleri soru
oyunları olarak düşünülebilir).
Yüksek ilgi
düzeyi olan gruplarda arkadaşlarının yardımı çok az olurken ve hatta
odadaki diğer kişiler yardımcı olurken (örneğin sorunun a kişisine veya
arkadaşına sorulması durumunda b kişisi veya arkadaşının daha fazla yardımcı
olduğu gözlenirken) düşük ilgi düzeyindeki arkadaşların birbirine yardımcı olma
oranının çok daha yüksek olduğu görülmüştür.
Tesser ve Smith
13 deneyden 10’u gibi yüksek bir oranda davranışın bu şekilde olduğunu
ortaya koymuştur.
Yukarıdaki
bilgiler ışığında bir kişinin kendini değerlendirme sürecinde, kendisi ile
ilgili görüşü, diğer yakın ilişkideki kişilerin başarısı arttıkça azalmakta
veya azaldıkça artmaktadır (ters yönlü ilişki).
Ve yine
ilişkinin yakınlığı azaldıkça ilgi düzeyi de azalmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder