1 Aralık 2022 Perşembe

 KAYNAKLARIN VERİMLİLİĞİ 

 

Kaynak verimliliği gezegenin kısıtlı kaynaklarının sürdürülebilirliğinin sağlanması için birim girdi başına daha fazla ürün ya da hizmetin üretilmesi sürecini tanımlar.

Kaynak tüketiminin gezegenin söz konusu kaynağı ve/veya kendisini yenileme potansiyelinin ötesine geçtiği olgusuna dayanan bu kavram,  daha az girdiyle daha çok değer üretilmesini, bu süreçte de doğa ve çevreye verilen zararın tüm yaşam döngüsü boyunca asgari düzeye indirilmesini öngörüyor.

 Kaynak verimliliği kavramı, su, enerji, karbon yoğunluğu vb. kavramlarla ters bir ilinti sergiliyor.

 Su, enerji ve karbon yoğunluğu, üretilen iş ya da değer başına kullanılan su, enerji ya da diğer kaynakların miktarını ifade ediyor.

 Kaynak yoğunluğunda sağlanan düşüş, birim üretim ya da değer başına daha az kaynak kullanıldığı anlamına geliyor.

Dolayısıyla, ulusal, bölgesel ya da işletme ölçeklerinde gerek endüstriyel üretimin sürdürülebilirliğinin sağlanması, gerekse rekabetçiliğin korunabilmesi için kaynak verimliliğini artırmak  karar vericilerin “olmazsa olmaz”ları arasında yer alıyor.

 Bununla beraber, teknolojideki değişim ve gelişim, üretim maliyetlerinde düşüş ve rekabetçilikte artış hedefleri çerçevesindeki adımların kaynak verimliliğini artırabileceği, ancak bu artışın gezegenin sınırlarına ilişkin hedeflerle bir arada ele alınmadığı sürece doğa ve çevreye verilen zararın tüm yaşam döngüsü boyunca asgari düzeye indirilmesi hedefiyle örtüşemeyebileceğinin altını çizmek gerekiyor.

 Su ayak izi, karbon ayak izi, ekolojik ayak izi ve çevresel ayak izi kavramları ise kaynak yoğunluğunu gezegenin sınırları ile bir arada ele alma imkanı sunuyor, kaynak verimliliği üzerine daha net bir gösterge sağlayabiliyorlar.

 Verimliliğin artırılarak kaynak (hammadde, su, enerji vb.) kullanımı ve atık üretiminin azaltılması, üretimden kaynaklanan atıkların geri dönüşüm ve yeniden kullanımı, kaynak kullanımını azaltan yeni malzeme,  ürün ve proseslerin tasarım ve kullanımı ile yenilenebilir enerji, başlıca kaynak verimliliği stratejileri arasında yer alıyorlar.

 Avrupa Birliği’nin “Kaynak Verimliliği Yol Haritası”, kaynak verimliliği hedeflerinin hangi çerçevede ele alınabileceğine dair iyi bir örnek sunuyor.

Doküman, 2050 yılında Avrupa ekonomisinin gezegenin sınırları ve kaynak kısıtlarına uygun bir kulvarda büyümesini, küresel ekonomik dönüşüme katkı yapmasını, bu süreç içerisinde rekabetçiliği ve kapsayıcılığı sağlamasını ve düşük çevresel etkiyle yüksek yaşam standartları sunmasını amaçlıyor.

 Bu strateji dahilinde, döngüsel ekonomi ve endüstriyel simbiyoz gibi yaklaşımlar öne çıkıyor.

 Türkiye’de, 10. Kalkınma Planı’nın altında yer alan Üretimde Verimliliğin Artırılması Programı Eylem Planı4 ile verimlilik algısının geliştirilmesi, üretim süreçlerinin iyileştirilmesi ve sonuç olarak toplam faktör verimliliğinin artırılması, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı (2014-2018) altında ise ekonomik büyüme performansının sürdürülebilir kılınması ve yüksek katma değerli, yüksek teknolojili üretime dayalı sanayi yapısına dönüşümün yönlendirilmesi amaçlanıyor.

 Gezegenin sınırları ve kaynak kısıtlarını da dikkate alan üst ölçekli bir kaynak verimliliği stratejisi ise henüz mevcut değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  DİJİTAL DÖNÜŞÜM   Dijital dönüşüm, toplumsal ve sektörel ihtiyaçlara dijital teknolojilerin entegrasyonuyla çözüm bulmanın ve buna bağ...