1 Aralık 2022 Perşembe

 SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM

 

Ulaşım modern toplumun hem ekonomik hem de sosyal faaliyetlerinin devamlılığı için en kilit unsurlardan biri olarak karşımıza çıkıyor.

 Öte yandan, yolcu ve yük taşımacılığındaki artışla beraber sektör kaynaklı riskler her geçen gün daha da görünür oluyor.

 Bugün itibariyle enerji kaynaklı seragazı emisyonlarının %23’ü ulaşımdan kaynaklanıyor ve sektörün emisyonlardaki payı hızla artıyor.

 Trafik sıkışıklığının neden olduğu maliyetlerin milli gelire oranı Avrupa’da %2, Pekin, Sao Paolo ve Lima gibi bazı şehirlerde ise milli gelirin %10’undan daha yüksek.

 Yoksul kesimlerin ulaşım hizmetlerine erişimi ise oldukça kısıtlı.

 Sürdürülebilir ulaşım, basit anlamıyla kirlilik, trafik sıkışıklığı ve enerji tüketiminin asgari düzeyde tutulduğu, çevreye duyarlı bir ulaşım planlamasının hayata geçirilmesi olarak tanımlanıyor.

 Bununla beraber, ulaşım ve sürdürülebilirlik arasındaki ilişki sadece ulaşım hizmetlerinin çevresel ve sosyal etkilerine indirgenmiyor, bu ilişkinin çok yönlü yapısına da eğiliyor.

 Günümüzde 1 milyara yakın insanın ulaşım ağlarına yeterli erişiminin olmaması, erişim şansına sahip olmayan toplulukların sosyal ve ekonomik ağların dışında kalmasına, sosyal eşitsizliklerin derinleşmesine neden oluyor.

 Bu olgudan hareketle, Birleşmiş Milletler “sürdürülebilir ulaşım”ı insanların ve malların hareketliliği için gerekli hizmetlerin, bu neslin ve gelecek nesillerin ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyini ileri taşıyacak, güvenli, etkin, erişilebilir, düşük maliyetli, karbon ve diğer emisyonlar ile çevresel etkilerin asgariye indirildiği bir şekilde sağlanması olarak tanımlıyor.

 

Ulaşım, tek başına bir amaç değil, insanların ihtiyaç duydukları işlere, pazarlara, sosyal etkileşime, eğitime ve daha bir çok ihtiyaçlarına erişmesini sağlayan bir araç niteliğindedir.

 Dolayısıyla, sürdürülebilir ulaşım anlayışı, Türkiye’de büyük şehirlerde motorlu taşıtlarla kişisel ulaşım veya artırılmış trafik seyir hızı gibi kavramlardan ziyade, insanı ve insanın yaşam kalitesini odağa alan, güvenlik ve sosyal eşitliğe önem veren “ulaşım sayesinde erişim”  prensibine dayanıyor.

 Birleşmiş Milletler, yoksulluğu ortadan kaldırma hedefi başta olmak üzere Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşılması için ulaştırma sektörünün kritik bir öneme sahip olduğunun altını çiziyor.

Sürdürülebilir ulaşımın 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’nden yedisini destekleyeceği öngörülüyor.

Ulaşım, taşıma ve lojistik gibi iş ve hizmetlerin çevresel etkilerinin azaltılması ve etkinliklerinin artırılmasını amaçlayan girişimlerin sayısı her geçen gün artıyor.

 Akaryakıt olarak biyoyakıt kullanımı, araç tasarımlarında iyileştirmeler, akıllı ulaşım sistemleri, ekonomik sürüş eğitimleri, bisiklet yolları, hibrid/elektrikli araçlar ile vergi ve teşvik sistemleri gibi politika ve uygulama araçları, bu kapsamda giderek daha yaygın uygulama alanı buluyor.

 Ulaşım altyapısı on yıllar boyunca kullanılabilen temel yatırımlardan biridir.

 Dolayısıyla merkezi ve yerel yönetimler tarafından alınan  altyapı yatırım kararlarının etkileri nesiller boyunca devam ediyor.

 Birleşmiş Milletler, ulaşım sektöründe sürdürülebilirliğin sağlanması için yapısal bir dönüşüm gerektiğinin altını çiziyor.

 Söz konusu dönüşüm için tekil çözümlerden ziyade, şehir planlaması, hareketlilik yönetimi, yakıt ikamesi, araç verimliliği ve “çekici” toplu taşıma sistemlerini de içeren iddialı ve koordineli bir planlama anlayışı gerekiyor.

 

BM’ye göre sürdürülebilir ulaşım uygulamaları ile yol güvenliğini artırıp hava kirliliğini azaltarak yüzbinlerce hayatı kurtarmak, karbon emisyonlarını 7 gigaton seviyesine düşürmek mümkün.

 BM’nin hesabına göre, bu dönüşüm için gerekli olan toplam yatırım tutarı 2 trilyon ABD Doları.

Bu yatırım sonucunda sağlanacak tasarrufun ise 2050 yılına kadar 70 trilyonu bulacağı öngörülüyor.

 Benzer faydayı yerel ölçekte de görmek mümkün.

 Bogota’da bisiklet yollarının yapım ve bakımı ile eğitim faaliyetleri için 10 yıllık bir dönemde toplam 178 milyon ABD Doları tutarında bir yatırım yapıldığı, araç kullanımının azalması ile yol yatırım maliyetleri, trafik sıkışıklığı, hava kirliliği, yol güvenliği ile otomobil ve otobüslerin işletme giderlerinden sağlanan tasarrufun aynı 10 yıllık dönemde 1,3 milyar ABD Doları’na eriştiği hesaplanıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  DİJİTAL DÖNÜŞÜM   Dijital dönüşüm, toplumsal ve sektörel ihtiyaçlara dijital teknolojilerin entegrasyonuyla çözüm bulmanın ve buna bağ...