29 Kasım 2022 Salı

 İNAVASYON VE ENFORMASYON - 3

 

Dörtlü Sektör Ekonomisi

Enformasyon üretimi ve paylaşımı ile başlayan ve bu amaçla geliştirilen, enformasyon teknolojileri, danışmanlıklar, eğitim, araştırma geliştirme,   planlama ve bütün diğer bilgi tabanlı hizmetleri tanımlayan ekonomik modeli açıklamak için kullanılan bir modeldir.

Ekonominin dörtlü sektörü, bilgi ve yetenek üzerine kuruludur.

Genel olarak aşağıdaki hizmet sektörleri ile doğrudan etkileşim içerisinde olduğu söylenebilir:

Enformasyon servisleri

Hesaplama ve ICT (Enformasyon ve haberleşme teknolojileri),

Danışmanlık sektörü (iş dünyasına yapılan bilgi hizmetleri)

Ar-Ge, özellikle bilimsel alanda yapılan araştırmalar ve neticesinde bilgi ve enformasyon üretimi

Bazı araştırmalarda eğlence sektörü de beşinci kaynak sektör olarak geçmektedir ancak bunu kabul etmeyen araştırmalar da bulunmaktadır.

Dörtlü sektör ekonomisi modeli aslında endüstride daha önceden var olan üçlü sektör ekonomik modelinin bir devamı şeklinde görülebilir.

Bu modelde malzeme birinci sektörü, üretim ikinci sektörü ve hizmetler üçüncü sektörü oluşturmak üzere, üç ekonomik sektörü oluşturmakta olup endüstiryel gelişimi açıklamak için kullanılabilmektedir.

Üçlü ekonomi sektörleri modelinde gelişme üç aşamada ele alınmaktadır ve bu durum aşağıdaki tablodaki gibi gösterilebilir:

 

Malzeme

Üretim

Hizmet

Birinci Aşama (Geleneksel Medeniyetler)

%70

%20

%10

 

İkinci Aşama (Dönüşüm Medeniyetleri)

%40

%40

%20

 

Üçüncü Aşama (Üçüncül Medeniyetler)

%10

%20

%70

Buna göre herhangi bir medeniyet yukarıdaki üç aşamadan birisinde olabilir.

Bu yazı yazılırken Türkiye’nin durumunu gösteren bir araştırma aşağıdaki şekildedir:

GSYH içerisindeki paylarına göre :

Tarım %7.8, Sanayi %19.8 ve Hizmet %72.6 (kaynak DPT 2012)

İstihdam oranlarına göre (TÜİK 2010):

Tarım %25.2, Sanayi %28.2 ve Hizmet %46.6

Kısacası Türkiye için üçlü ekonomik sektör analizine göre üçüncül medeniyet benzetmesi yapılabilir.

Ancak durum endüstriyel yaklaşımın ötesine geçmiş ve artık bilgi topluluğu açısından ele alınmaktadır.

İşte dördüncül yaklaşım da burada devreye girmektedir.

Yani eğitim seviyesine bağlı olarak üretilen enformasyon değerlerine bakılan dördüncül sektör yaklaşımında iş gücünün hizmet sektörünün de ötesine geçmesi beklenir.

Örneğin marka değerlerinin oluşması, dünya çapında firmaların ortaya çıkması, patent ve telif hakları gibi değerlerin çoğalması gibi çok sayıda farklı ölçülerden dördüncül sektör ele alınmaktadır.

Yukarıdaki şekilde, bahsi geçen dört sektörün zaman içerisinde nasıl hareket ettiği gösterilmiştir.

Buna göre birinci sektörün yani tarım ve madencilik gibi malzemeye dayalı sektörde çalışanların sayısının azalması beklenirken üçüncül sektörün net bir şekilde artması istenir.

İkincil sektör olan üretim sektörü ise zaman içerisinde gelişime yol açacak şekilde dalgalanmalıdır.

Yani önce artıp sonra azalmasının sebebi gelişme sürecini tetikleyen eşiğe toplumu ulaştırma ihtiyacıdır.

Son olarak dördüncül sektör olan bilgi sektörünün zaman içerisinde ikincil sektör olan üretim sektörünü dolduracak şekilde devreye girmesi beklenir.

 Buna göre üretim sektörü zirve noktasına ulaştıktan ve sanayileşme tamamlandıktan sonra bilgi sektörüne geçiş başlamakta ve toplum üretim sektöründen bilgi sektörüne kayabilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  DİJİTAL DÖNÜŞÜM   Dijital dönüşüm, toplumsal ve sektörel ihtiyaçlara dijital teknolojilerin entegrasyonuyla çözüm bulmanın ve buna bağ...