İNAVASYON VE ENFORMASYON - 3
Dörtlü Sektör Ekonomisi
Enformasyon
üretimi ve paylaşımı ile başlayan ve bu amaçla geliştirilen, enformasyon
teknolojileri, danışmanlıklar, eğitim, araştırma
geliştirme, planlama ve bütün diğer bilgi
tabanlı hizmetleri tanımlayan ekonomik modeli
açıklamak için kullanılan bir modeldir.
Ekonominin
dörtlü sektörü, bilgi ve yetenek üzerine kuruludur.
Genel olarak aşağıdaki hizmet sektörleri ile doğrudan
etkileşim içerisinde olduğu söylenebilir:
Enformasyon servisleri
Hesaplama ve ICT (Enformasyon ve haberleşme
teknolojileri),
Danışmanlık sektörü (iş dünyasına yapılan bilgi
hizmetleri)
Ar-Ge, özellikle bilimsel alanda yapılan araştırmalar
ve neticesinde bilgi ve enformasyon üretimi
Bazı araştırmalarda eğlence sektörü de beşinci kaynak
sektör olarak geçmektedir ancak bunu kabul etmeyen araştırmalar da
bulunmaktadır.
Dörtlü
sektör ekonomisi modeli aslında endüstride daha önceden var olan üçlü sektör
ekonomik modelinin bir devamı şeklinde görülebilir.
Bu
modelde malzeme birinci sektörü, üretim ikinci sektörü ve hizmetler üçüncü
sektörü oluşturmak üzere, üç ekonomik sektörü oluşturmakta olup endüstiryel
gelişimi açıklamak için kullanılabilmektedir.
Üçlü
ekonomi sektörleri modelinde gelişme üç aşamada ele alınmaktadır ve bu
durum aşağıdaki tablodaki gibi gösterilebilir:
Malzeme |
Üretim |
Hizmet |
|
Birinci Aşama (Geleneksel Medeniyetler) |
%70 |
%20 |
%10 |
İkinci Aşama (Dönüşüm Medeniyetleri) |
%40 |
%40 |
%20 |
Üçüncü Aşama (Üçüncül Medeniyetler) |
%10 |
%20 |
%70 |
Buna
göre herhangi bir medeniyet yukarıdaki üç aşamadan birisinde olabilir.
Bu
yazı yazılırken Türkiye’nin durumunu gösteren bir araştırma aşağıdaki
şekildedir:
GSYH
içerisindeki paylarına göre :
Tarım
%7.8, Sanayi %19.8 ve Hizmet %72.6 (kaynak DPT 2012)
İstihdam
oranlarına göre (TÜİK 2010):
Tarım
%25.2, Sanayi %28.2 ve Hizmet %46.6
Kısacası
Türkiye için üçlü ekonomik sektör analizine göre üçüncül medeniyet
benzetmesi yapılabilir.
Ancak
durum endüstriyel yaklaşımın ötesine geçmiş ve artık bilgi topluluğu
açısından ele alınmaktadır.
İşte
dördüncül yaklaşım da burada devreye girmektedir.
Yani
eğitim seviyesine bağlı olarak üretilen enformasyon değerlerine bakılan
dördüncül sektör yaklaşımında iş gücünün hizmet sektörünün de ötesine geçmesi beklenir.
Örneğin
marka değerlerinin oluşması, dünya çapında firmaların ortaya çıkması,
patent ve telif hakları gibi değerlerin çoğalması gibi çok sayıda farklı
ölçülerden dördüncül sektör ele alınmaktadır.
Yukarıdaki
şekilde, bahsi geçen dört sektörün zaman içerisinde nasıl hareket ettiği
gösterilmiştir.
Buna
göre birinci sektörün yani tarım ve madencilik gibi malzemeye dayalı
sektörde çalışanların sayısının azalması beklenirken üçüncül sektörün net bir
şekilde artması istenir.
İkincil
sektör olan üretim sektörü ise zaman içerisinde gelişime yol açacak
şekilde dalgalanmalıdır.
Yani
önce artıp sonra azalmasının sebebi gelişme sürecini tetikleyen eşiğe toplumu
ulaştırma ihtiyacıdır.
Son
olarak dördüncül sektör olan bilgi sektörünün zaman içerisinde ikincil
sektör olan üretim sektörünü dolduracak şekilde devreye girmesi beklenir.
Buna
göre üretim sektörü zirve noktasına ulaştıktan ve sanayileşme
tamamlandıktan sonra bilgi sektörüne geçiş başlamakta ve toplum üretim
sektöründen bilgi sektörüne kayabilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder